Konya’da hayal etti, Ankara’da üretti, Dünyaya sattı
Konya’da hayal etti, Ankara’da üretti, Dünyaya sattı

O; gün ışımadan kalkıyor ve saat yedi olmadan fabrikada işinin başında oluyor. Ömrünü makine üretimine adayan Netmak Endüstri ve Ahşap Makinaları İmalat Sanayii Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Necati Türksever, haftada yedi gün çalışıyor. Bugün kendi alanında Türkiye’nin en iyi ahşap makinelerini üreten Türksever, Konya Ovası’nda kurduğu hayalleri gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor. Türkiye’nin geleceğinin üretimde olduğuna dikkat çeken Türksever, bunun önemini “Bizi üretim kurtaracak” şeklinde özetliyor.

Farklı bir sektöre yatırım yapmayı düşünmediklerine dikkat çeken Türksever, “Biz bildiğimiz işi yapalım. Ama en iyisini yapalım. Biz üretmeyi iyi biliyoruz. Türkiye’de üretip kazanmak çok daha güzel bir şey… İnsanlara iş imkânı yaratmak çok güzel… Bazen kızıyorum, “Bu işi yapmasaydım” diyorum ama sonra bakıyorum yeniden doğmuş olsam yine bu işi yapardım. Benim amacım sadece para kazanmak olmadı. İlkokulda iken bile köyün harmanlığında elektrik gelse, burada şunu yapsam diye hayal ederdim. Sonra üniversite yıllarında pazarın pazar yerinde kurulacağını öğrendim. Sebze satacaksanız pazarda olacaksınız” diyor.

1968 yılından beri sektöre emek ve gönül veren Necati Türksever’in başarı öyküsü üzerinden sektörün mevcut durumuna, gelişim trendi, yaşadığı sorunlar ve çözüm önerilerine ışık tuttuk.

 

Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

1950 yılında Konya’da Yenicekaya Köyü’nde doğdum. İlkokulu orada bitirdim. Sonra Ankara’da Yıldırım Beyazıt Meslek Lisesi’nde ortaokul ve liseyi okudum. Bu arada aynı okulda 5 yıl işçi olarak çalıştım. Makine imalatı yaptık ve o yıllarda okulların makine ihtiyacını karşılıyorduk.  Makine ile ilk kez 1968 yılında tanıştım. Üniversiteyi bugünkü adı Gazi Üniversitesi olan o günkü adıyla Ankara Mimarlık Makine Akademisi’nde okudum.

Okulu bitirmeden önce de evlendim. 1973 yılında mezun oldum. Babam bana güvendi ve küçük bir atölye kurdu. İlk atölyemi Siteler’de açtık. 100 metrekarelik alanda işe başladık. İlk altı ay ufak tefek tamiratlar yaparak geçti. Sonrasında ise makine imalatına başladık. O dönemler makinelerde kesici takımların hızı çok önemli idi.  Ağacı rahat kesmesi lazımdı. Mobilyacı, doğramacı ve iskeletçinin ortak noktada buluştuğu freze makinesini geliştirdim. Bu bizim ana makinemiz oldu. Bu ilk tasarımımız idi. 1978 yılına kadar Siteler atölyemizde devam ettik.

 

Büyüme süreci nasıl başladı?

1978 yılından sonra mevcut yerimiz yetersiz gelince gene Siteler’de 520 metrekare alanda üretime başladık. Sonra yandaki kiralık atölyeler ile birlikte 1200 metrekare alanda üretim yapmaya devam ettik. Ancak dağınık bir yapımız vardı. Çünkü Siteler’de öyle büyük alan bulmak zordu.  Türkiye’nin o yıllarda hızlı bir büyümesi vardı. Bizim sektörümüz de hızlı büyüyordu. 1986 yılında şu anda bulunduğumuz fabrikanın arazisi alındı. 1994 yılından itibaren burada da faaliyet göstermeye başladık.

 

Rakamlarla fabrika hakkında bilgi verir misiniz?

Bu tesisimiz 10 bin metrekare açık alan üzerinde 4 bin 500 metrekare kapalı alana sahip. İki kızım da makine mühendisliğini okudu ve şimdi aile işletmesinde görev alıyor. Kardeşimin de iki tane çocuğu var. Onlar da işletme okudu ve onlar da aile şirketlerimiz içinde görev alıyor. Biz bir aile şirketiyiz.  Üç tane firmamız var.

 

Freze üretiminden sonra ürün çeşidinde nasıl bir değişim süreci yaşandı?

Mobilya sektörüne yönelik üretime odaklandık. Kalınlık, planya gibi esas temel tezgâhları üretmeye başladık. Sonrasında ahşap CNC tezgâh üretimine başladık.  Bugünlere kadar geldik.  Sektörde temel ihtiyaç olan makineleri üretiyoruz.

 

Bugün kaç çeşit makine üretebiliyorsunuz?

Freze grubunda 6 çeşit, şaküli frezede 2 çeşit, planya grubunda 2 çeşit, kalınlık grubunda 4 çeşit, CNC grubunda 4 ayrı çeşit üretimimiz var. Freze, kalınlık ve planya makineleri ağırlıklı üretim yapıyoruz. CE standartlarında üretim yapıyoruz. Yıllık üretim kapasitemiz irili ufaklı 500 adet.

 

Diğer şirketlerin kuruluş süreci nasıl oldu?

Netmak Makine İmalat Sanayi ilk kurulan şirketimiz idi. Daha sonra 1978 yılında Netmak Kesici Takım İmalat ve Pazarlama Ltd. Şti. kuruldu. Ürettiğimiz makineler için kesici takım gerekiyordu. Okurken branşım da bu idi. Kardeşim Hayati Bey’in desteği ile o şirketi kurduk ve büyüdü. Şu anda 50 kişilik bir ekip çalışıyor. Kesici takım konusunda sektörün en büyüğü durumunda. Derneğin asıl üyesi olan da o şirketimizdir. Bir de çocuklarımızla birlikte kurduğumuz Netmak Ağaç Makinaları A.Ş. şirketimiz var.

 

Üretiminizin ne kadarı iç pazara yönelik, ihracat konusunda yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Halen toplam üretimimizin yüzde 10’luk bölümünü ihraç ediyoruz. Arap Baharı’nın bitmesiyle birlikte ihracat pazarlarımızda bir miktar daralma oldu. Çünkü yaptığımız makinelerin ancak bir kısmını Avrupa pazarına satabiliyoruz. Biz daha çok Doğu Bloku dediğimiz ülkelerine mal satıyoruz. Irak, İran, Lübnan, Afrika Ülkeleri, İsrail ve Lübnan gibi ülkelere satıyoruz. İç pazardaki talep şu anda bize yetiyor. 2008 yılından 2010 yılına tamamen iç pazardan gelen talebe cevap verdik. Ama ekonomik kriz sonrasında ihracat pazarlarına odaklandık. Biz sadece üretiyoruz, perakende satışımız yok. 10 büyük bayiimiz ile yol alıyoruz.

 

Türkiye’de bir ‘Çin furyası’ oldu. Bunun sektöre yansımaları nasıl oldu?

Bugün Türkiye’de ‘Ne alırsan 1 TL’ diyerek Çin malı ürünler pazarı oluşmuş durumda. Bu bizim sektörümüzde de kendisini hissettiriyor. En büyük sıkıntılarımızdan biri durumunda… Çin aslında ileri teknoloji ile çalışıyor ama pazarı ele geçiriyor. Ama bizim ithalatçımız kaliteli makineden çok, Türkiye’de satabileceği ürünleri buraya getiriyor. Talep bu yönde ama devletin buna izin vermemesi lazım. AB standartlarını uygulamaya çalışıyoruz, CE standartlarında üretim için baskı yaşıyoruz. Bir taraftan da çok ucuz makinenin Türkiye’ye gelmesine izin veriyoruz.

 

Bu konuda devletin uyguladığı gümrük duvarları etkili olmadı mı? Yerli üreticiyi korumak anlamında alınan tedbirleri yeterli değil mi?

Son birkaç senedir olabildi. Bazı ek vergiler ve denetlemeler koyarak yapılmaya çalışılıyor. Ama devletin denetim mekanizması buna uygun değil. Dolayısıyla bir müfettiş kendi konusu olmayan yerlere gidip denetleme yapıyor. Benim tesislerimi konunun uzmanı gelip denetlesin. Biz kendi fabrikamızda CE belgeli üretim çalışmalarına 2003 yılında başladık ve makinelerimizi bu standartlarda üretmeye başladık. Ama bunun için çok büyük pazar kaybettik.

 

Bu yılın ilk altı ayını geride bıraktık. Firma olarak nasıl bir yıl geçiriyorsunuz? Bu yılki yatırım hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

36 kişi çalışıyoruz. Yeni bir yatırım yapmayı düşünmüyoruz. Çünkü önümüzü göremiyoruz. Bu sene eksi hanesini görmemeye çalışıyoruz. İşçiye ve devlete olan yükümlülüklerimizi bu yıl yapabilirsek, bizim için başarıdır. Bu sene yurt dışı fuarlara ağırlık vereceğiz.  Türk Cumhuriyetleri pazarına ağırlık vereceğiz. Burada ürettiğimiz katma değerli ürünleri yurt dışına satmak istiyoruz. Üretmeden yatırım yapamazsınız. Üretmeden Türkiye gelişemez. Çin’den alıp burada satarak yol alamayız.Bıçak kesici grubunda ise 1 milyon TL üzerinde bir yatırım yaptık. Yeni teknoloji makineleri devreye aldık. İhracat anlamında ise süreç ağır işliyor. Pazar yakalamak için çaba harcıyoruz. İhracatı azami seviyede tutmaya çalışıyoruz. Satabildiğimiz ürünler genelde Türk Cumhuriyetleri oluyor.

 

Netmak tecrübesini farklı sektörlerde ya da farklı ürün gruplarında görmek mümkün olacak mı?

Farklı bir sektöre girmeyi düşünmüyoruz. Biz bildiğimiz işi yapalım. Ama en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Biz üretmeyi iyi biliyoruz. Türkiye’de üretip kazanmak çok daha güzel bir şey…İnsanlara iş imkânı yaratmak çok güzel… Bazen kızıyorum, “Bu işi yapmasaydım” diyorum ama sonra bakıyorum yeniden doğmuş olsam yine bu işi yapardım. Benim amacım sadece para kazanmak olmadı. Yeniden doğsam yine bu işi yapmak isterdim. İlkokulda iken bile köyün harmanlığında elektrik gelse burada şunu yapsam burada şunu yapsam diye hayal ederdim. Sonra üniversite yıllarında pazarın pazar yerinde kurulacağını öğrendim. Sebze satacaksanız pazarda olacaksınız. Bunu metal işleme tesisinde yapamazsınız. Hammaddeye kolay ulaşabilmeniz lazım. Ankara’da bu nedenle önemli bir nokta idi.

 

Konya’da kurduğunuz hayalleri gerçekleştirdiniz mi?

Orada değil ama Ankara’da gerçekleştirebildim.

 

Üç kelime ile başarınızı özetlemenizi istesem…

Mesleğimi seviyorum, kaliteli üretime odaklanıyorum. Para kazanmayı en son düşünüyorum. Satış sonrası hizmete önem veriyoruz. Kaliteden taviz vermiyoruz. İş emniyetinin yüksek olduğu makineler üretiyoruz. Sabah en geç 7’de işimin başındayım. Akşam 7’de fabrikadan ayrılıyorum. Hafta sonları fabrikada oluyorum. Bazen ailemi de buraya çağırıyorum. Sadece pazar sabahları ailem ile birlikte kahvaltı yapabiliyorum.

 

Güneşin üzerinize doğmasına izin vermiyorsunuz…

Evet. İşçilerimizden önce gelip onlardan sonra gidiyorum.

 

Çocuklarınız da sizinle birlikte çalışıyor. Üçüncü kuşak ile ortak hayaller neler?

Bu firmanın uzun yıllar devam etmesidir. Aile firmasıyız ve torunların da bu işi yürütmelerini istiyoruz. Çocuklar babalarının mesleklerini yürütmeliler. Babamın işini yapıyorum, şimdi üçüncü kuşak yol alıyor.

 

Genç girişimcilere tavsiyeleriniz?

Öncelikle üretsinler. Alıp satmaktan çok üretsinler… Ne olursa olsun… Türk insanının çalışacağı onun emeği olacağı üretimi yapsınlar. Kalite yükseldikçe ihracat olacaktır. Türkiye’nin geleceği üretimdedir. Bizi üretim kurtaracaktır.

 

 

AİMSAD ile yollarınız nasıl kesişti?

Siteler’deki makineciler ağırlıklı Konyalıdır.  Dernek kurmak istedik ama olmadı. 1974 yılında ilk işe kurduğum dönemlerde hayalim

Siteler’de bunu yapmak idi. O dönemde amcam buna sıcak bakmadı. O günden bu güne kaldı.  İnsanların

kahveye gitmesi yerine o dernek çatısı altında biraraya gelip,dernek çatısı altında sorunlarımızı çözmeyi düşündük. Sonra İnegöl’den Sinan Bey’in önderliğinde bu derneğin çalışmaları başladı. Ona destek verdik. Biraz gecikmeli de olsa yapılandık. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’daki

firmalarla bir araya geldik. Onlar da destek verdiler. Şimdi üye sayımız 50’ye ulaştı. Bir yıl içinde önemli yol aldık. Dernek olarak öncelikle ahşap makine imalatçıları başta olmak üzere yan sanayi firmalarımı da dahil ederek üye

portföyümüzü genişlettik.